8 Mart 2014 Cumartesi

Eski Köseköy İstasyonu ve Böğürtlenler

[25.07.2008]

       Hatırlayabildiklerimi yazacağım. Demiryolu forumundan arkadaşım Ali ile birlikte Köseköy'e gitmeye karar verdik. Bir önceki Derbent yolculuğumuzda Köseköy istasyonu çıkışında çok güzel böğürtlen çalıları olduğunu fark etmiştik. Ayrıca ben terkedilmiş eski köseköy istasyonu'nu görmeyi de çok istiyordum.

        Kadıköy'den Köseköy 99km, Tuzla'dan ise 66 km. Yolculuk 1 saat sürüyor.

                                            ( Fotoğrafları büyütmek için üzerine tıklayabilirsiniz.)


        Önceden demiryolu İzmit'in tam göbeğinden geçiyordu. Bu yol şimdi yürüyüş yolu oldu. Demiryolu genişlemek zorunda kalıp da genişleyecek yer bulamayınca mevcut hat deplase edildi ve köseköy istasyonu daha güneye yeniden yapıldı. Böylece eski yol atıl duruma düştü. Şehir içindeki kısmı tamamen söküldü. Ancak köseköy istasyonu terkedilmişti ve tamamen sökülmemişti. Tarihe karışmadan görmek istiyordum.
       
        Evden çıkmadan önce Doğu Ekspresi'ni fotoğraflıyorum.Bu trenin yolu uzun, 36 saatlik yolculuğunun henüz ilk saatini tamamlamak üzere.



            Tuzla İstasyonu'na geldim. Buradan Köseköy'e bilet sanırım 4 tl idi. Bu istasyonda sadece banliyö trenleri ve Haydarpaşa-Adapazarı bölgesel treni duruyor. (İstasyon günümüzde yıkıldı, yenisi yapılıyor.)
                                                          

İstasyon'un Doğu ucunda De 24000 tipi dizel bir anahat lokomotifi manevra yapıyor. Tuzla'da pek çok askeri unsur bulunduğundan istasyonda çok askeri sevkiyat oluyor.  İstasyonun çıkış sinyalinin de sarı olduğunu görüyoruz. Teknik açıdan anlamı makinist bir sonraki sinyale durabilecek gibi yaklaşmalı. Bir yolcu olarak ise   'tren yeni geçmiş boş yere ayakta bekleme git otur' anlamına geliyor.

         Trene bindim. Tuzla'dan 10km sonra Gebze İstasyonunda durduk. Daha sonra Dil İskelesi durağı ve sonra tavşancıl istasyonu geliyor. Tavşancıl istasyonunda İstanbula gitmekte olan adapazarı bölgesel treniyle karşılaşıyoruz. Bu lokomotif günümüzde İskenderun ile Sivas arasında demir cevheri taşıyor. Nereden nereye...
                           

      İstanbul-İzmit-Sakarya arasındaki demiryolu ülkemizin en modern konvansiyonel demiyorlu hattı(idi.) Çift hatlı, elektrikli ve sinyalli olduğundan trenler hızlı giderler.
                           

Köseköy'e geldik.Peronda bir hatıra fotoğrafı çektiriyorum. Burada hava kapalı, hiç temmuz havasına benzemiyor.

                             

Köseköy Türkiye'nin ilk lojistik üslerinden. Karayolu denizyolu demiryolu burada birbirine kolaylıkla entegre olabiliyor. Havaalanı da çok yakın. Sanayi tesisleri de. Bursa'da üretilen otomobiller karayoluyla buraya geliyor buradan trenlerle Avrupa'ya taşınıyorlar. Aynı zamanda Bursa ve Eskişehir'deki Ford Otosan  fabrikalarına Avrupa'dan parçalar trenle buraya geliyor.

                             

        Dizel-Hidrolik bir manevra lokomotifi. Tren yükleme, boşaltma ve tren dizisi oluşturmak için kullanılırlar.

                             

   Koneyner yükleme aracı, arkaplanda da transfesa vagonları göze çarpıyor. Bu vagonların içerisindeki yükler Ford fabrikalarına gidiyor.



 İstasyondan raylara inip sapanca yönüne doğru yürümeye başlıyoruz. Böğürtlen çalıları ileride. Köseköy istasyon sahası oldukça geniş. Kör yolda park edilmiş hurda lokomotifler göze çarpıyor.
                             



Ülkemizde müze kültürünün olmaması ne acı verici. Belgesel diyince aslan, kaplan; müze diyince çanak çömlek anlıyoruz. Oysa ki bunlar da birer tarih vesikası.

                             

Doğuya doğru yürürken 3 vagonlu bir test treni yanımızdan hızlıca geçti. Muhtemelen vagonlar adapazarı vagon fabrikasında revizyondan çıktı, tecrübe ediliyorlar. Nefis böğürtlenler fotoğrafta tren ve köprünün olduğu yerde. Az bir yolumuz kaldı.

                             

                                Böğürtlen çalılarına geldik. Tamamiyle organik, demiryolu kokulu.


                                            Balast taşlarına oturup böğürtlen yiyoruz.

                             

Böğürtlenleri keyifle yerken keskin bir düdük sesiyle sıçradık. İstanbul yönüne giden  e 43039  numaralı lokomotifin temin ettiği Adapazarı Ekspresi biz kalkana kadar burnumuzun dibine geldi. Bu bölgede trenler çok hızlı, köprü üzerindeki yaşlı amca da ezileceğimizi umuyor olmalı ki epey bizi izledi.

                             


Böğürtlenlere ara verip eski istasyona doğru yürüyoruz. Hava birazdan kararmaya başlar. Eski hat köprünün altından başlıyor ve buradan İzmit'in içerisine giriyor. Katener direkleri halen sökülmemiş.

                             


          Bu açıdan yeni demiryolunun şehir merkezine girmemek için çizdiği kavis daha belirgin.

                            

                               Bu da bir başka fotoğraf. Ufukta derbent rampası göze çarpıyor.

                            

İstasyondaki raylar ve traversler sökülmemiş. Böyle eski bir yolda beton travers bulunması ilginç.

                            

İstasyonu yabani otlar kaplamış. Bu şekilde terkedilmiş bölgeleri çok ilgi çekici bulurum. Fakat tehlikelidir.

                            

Sağ tarafta ağaçların içerisinde bir istasyon kulübesi mevcut. Ancak belaya bulaşmak istemiyorum. Oradan uzak duruyoruz.

                             

                                                           2008 yılında selfie yoktu.
                             

İstasyonun sonuna geldik. Geldiğimiz yöne bakıyoruz. Arkamızda kalan bölgeye asfalt dökülüp yol yapılmış, izler kayboluyor.

                                

Buradan köseköy'ün içine girip tekrar istasyona geldik. Eve dönüyoruz. Trene binmeden doğalgaz çevrim santrali gözüme ilişiyor. Doğalgaz bulunmayan ülkemizin doğalgazdan elektrik üretmesi ne mantıksız. 

                                

Trene bindiğimizde deli gibi acıkmıştık. Trende simit  pişmaniye ve sıcak ayran satan kişi gelince yumulmuştuk. İzmitin simiti güzeldir. Yanında da oda sıcaklığına gelmiş itimat marka kapalı ayran bulunur.

 Şuan bu bölgede demiryolu tamamen kapalı. 2 yıldır yüksek hızlı tren çalışmaları yapılıyor. Haziran gibi yüksek hızlı trenler yolcu taşımaya başlayacak. Ancak pişmaniyeci ve simitçileri görebileceğimiz konvansiyonel trenleri ne zaman görebileceğiz bilmiyorum.  Bölge halkının tavrı çok önemli...

Hoşçakalın..




1 yorum: